Feleklerin Müziği
Pisagorcu Felsefenin en yüce fakat en az bilinen kısmı yıldızsal armoniklerdir. Kürelerin feleklerin müziğini PİSAGOR dan başka hiç bir insanoğlunun duymadığı söylenir. Anlaşıldığı kadarı ile semavi cisimlerin gökyüzü boyunca vakur yürüyüşleri sırasında kozmik koroya katılımlarını ilk gören insanlar KHALDELİLER’dir. Yakup ‘’Sabah yıldızlarıyla şarkı söyledikleri an’’ diye bir vakti tarif eder ve VENEDİK TÜCCARI adlı oyununda Shakespare şöyle yazar; Gördüklerin arasında hareket ederken bir melek gibi şarkı söylemeyen tek bir küre yoktur. Pisagorcu semavi müzik sistemi hakkında bugün geriye o kadar az bilgi kamıştır ki, Teoriyi ancak yaklaşık olarak kavrayabiliriz.
Pisagor, evreni dev bir monokord olarak algılar. Tek teli en yüksekteki mutlak ruh ile en alttaki mutlak maddeyi yani gökleri ve yeri birbirine bağlar. PİSAGOR sema feleklerine içe doğru ilerleyerek evreni kimi otoritelere göre 9 kimi otoritelere göre 12 bölüme ayırır. 12 li sistem şu şekildedir. İl bölüme EMPYREAN ya da Sabit yıldızlar feleği denir. Burası ölümsüzlerin yaşadığı yerdir. Diğer bölümler Satürn, Jüpiter, Mars, Güneş, Merkür ve AY ATEŞ HAVA SU TOPRAK Felekleridir. 7 Gezegenin bu düzenlenmesi ‘Eski astronomide Güneş ve Ay olarak görülürdü.’’ Musevilerin kandil sembolizmleri ile aynıdır. Güneş kandilin asıl gövdesine bağlı olarak merkezde durur yanında 3 gezegen vardır. Gezegenlerin dünya etrafında ki dönüşleri sırasında kendi büyüklük uzaklık ve hızlarına göre değişen sesler çıkardıkları görüşü çok yaygındır. Bu yüzden en uzak gezegen olan Satürn en kalın notayı en yakın gezegen olan Ay ise en tiz notayı verir. 7 Gezegenlerin bu sesleri ile sabit yıldızlar feleği ile hemen üstümüzde ki yıldızlar feleği ‘’ANTİCHTON’’ Dokuz Müzü oluşturur ve onların senfonisine de MNEMOSYNE denir. Bu alıntı evrenin daha önce bahsettiğimiz dokuzlu sınıflandırmasına referansta bulunur. Yunanlı inesiyeler bireysel semalar ya da 7 gezegenin küreleri ile 7 kutsal sesli arasında temel bir ilişki görmüşlerdir. İlk sema kutsal sesli A ‘’Alfa’’ sesini çıkarır. İkinci sema kutsal sesli E ‘’Epsilon’’ Üçüncüsü H ‘’Eta’’ Dördüncüsü I ‘’Lota’’ beşincisi O ‘’Omicron’’ altıncısı Y ‘’Upsilon’’ yedincisi ise kutsal sesli ‘’Omega’’
DÜNYEVİ MONOKORD ORANLARI ve ARALIKLARI
Bu şekil, Fludd’un evrensel müzik teorisinin bir özetidir. Toprak elementi ile en yüksek sema arasında ki aralık bir çift oktav olarak kabul edilmiş böylece varlığın iki ucu diasdiapason armoni içinde kabul edilmiştir. En yüksek Gök, Güneş ve Ay aynı zaman aralığındadır. Fark tizlik farkıdır. Güneş en yüksek semanın alt oktavı dünya güneşin alt oktavıdır. Alt oktav evrenin maddenin enerjiye hakim olduğu kısmı gösterir. Dolayısı ile armonileri yüksek oktava göre daha kaba ve kesiftir. Burada enerji maddeye hakimdir. Daha spritüal kısma vurulduğunda diye yazar yazar Fludd ‘’Monokord’’ sonsuz hayatı verecektir. Maddi kısma vurulduğunda ise geçici bir hayatı verecektir. Fark edilecektir ki, Bazı elementler gezegenler ve semavi kürerler birbirleri ile armonik bir oranı korumaktadırlar. Yunan mitolojisinde ve öğretilerinde müzik ile form arasında ki ilişkiye dair devasa bir kavrayış hakimdi. Örneğin mimarinin elementleri müzik makamları ve notalarıyla karşılaştırılabilirdi. Ya da müziksel bir karşılığa sahipti. Sonuç olarak bir bina belli elementlerle inşa edildiğinde yapı bir müzikal besteye benzerdi ve ancak armonik aralıkların matematiksel gereklerini tümü ile yerine getiriyorsa armonik, yani uyumlu kabul edilirdi. Ses ile biçim arasında ki bu benzerliğin farkına varmak ‘’Goethe’yi’’ mimari kristalize olmuş bir müziktir demeye itmiştir.
Oktavın müzik notaları Do MARS Re GÜNEŞ Mi MERKÜR Fa SATÜRN Sol JÜPİTER La VENÜS Si Ti AY’a denk gelir.
Kaynaklar
Edwin D.Babbitt
Fludd De Musica
The History of Music
The Life of Pythagoras
Gökler rehberiniz yolunuz ışık olsun.
Dr. Astrolog Şenay Devi
- Facebook Yorum